şilili şair ve yazar. şili başkanlık adaylığına kadar yükselmiş sonra allende'yi desteklemiştir. şili'nin fransız büyük elçiliğini de yapmıştır.
kendi ülkesi ve ispanya'daki faşizme karşı durmuş 1945'de şili komünist partisine katılmıştır.
8
+
-entiri.verilen_downvote
''asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın. o kişi yaralıdır ve yara bandı olarak sizi kullanır.''
''insanlarla yüz yüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin.''
''seni sevdiğimi anlayacaksın, sevmediğim zaman.''
14
+
-entiri.verilen_downvote
nazım hikmet için yazdığı şiir.
niçin öldün nâzım?
ne yaparız şimdi biz
şarkılarından yoksun?
nerde buluruz başka bir pınar ki
onda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
seninki gibi ateşle su karışık
acıyla sevinç dolu,
gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?
kardeşim,
öyle derin duygular, düşünceler yarattın ki bende,
denizden esen acı rüzgâr
kapacak olsa bunları
bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir,
yaşarken seçtiğin
ve ölümden sonra sana barınak olan
oraya, uzak toprağa düşerler.
al sana bir demet şili kasımpatlarından,
al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
halkların savaşını, kendi dövüşümü
ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret,
benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç
veren dostluğundan yoksun.
hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.
ne yapayım ben şimdi?
tasarlanabilir mi dünya
her yana ektiğin çiçekler olmadan?
nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
senin halk zekânı, ozanlık gücünü duymadan?
böyle olduğun için teşekkürler,
teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için.
''ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar.''
2
+
-entiri.verilen_downvote
şilili şair. daha sonraları siyasete girmiştir. nazım hikmeti biz onun kadar iyi şiir yazamayiz diyerek övmüş şair.
3
+
-entiri.verilen_downvote
"adını duyunca değil, yanında başka bir ad duyunca yanar aslında canınız."
4
+
-entiri.verilen_downvote
"insanlarla yüz yüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin."
2
+
-entiri.verilen_downvote
"ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar."
1
+
-entiri.verilen_downvote
"aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun."
0
+
-entiri.verilen_downvote
--- spoiler ---
neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler, neden günler yeni günleri izliyor? neden koyu bir gece birikiyor ağızda? neden ölüler? nereden geliyorsun diye sorarsan bölük pörçük kelimelerle konuşmak zorundayım, ağzı zehir gibi yakan araçlarla, çoğu çürümeye yüz tutmuş hayvanlarla ve avutamadığım yüreğimle.
pablo neruda
--- spoiler ---
2
+
-entiri.verilen_downvote
''bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
yazabilirim örneğin; “gece yıldızla dolu
ve yıldızlar masmavi titreşiyor uzakta`
şarkı söyleyip esiyor gece rüzgârı.
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim...
sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara
buna benzer gecelerde sarıldım kollarımla
defalarca öptüm onu sonsuz göğün altında
sevdi beni o, ben de onu sevdim bir ara
o koca, masum gözler sevilmez miydi ama?
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
onu tutamadığımı, kaybettiğimi düşünmek
dinlemek uçsuz bucaksız geceyi, onsuz daha tenha kalan
ve şiir… çime düşen çiy gibi düşer cana.
ne çıkar sevdam onu tutamadıysa...
gece yıldızla dolu ve yanımda değil o...
hepsi bu...
şarkı söylüyor uzaklarda biri. çook uzaklarda...
ruhum kayboldu onsuzlukta…
gözlerim onu arıyor geri getirirmiş gibi, yüreğim onu.
ve yanımda değil o...
aynı gece ağartıyor aynı ağaçları
bir zamanlardaki biz, artık aynı değiliz
sevmiyorum artık onu doğrudur, oysa ne çok sevmiştim...
sesim rüzgârı kollardı kulağına değmek için
başkasının… bir başkasının olacak...
sesi, ışıltılı teni, derin gözleri...
bir zaman öpüşlerime ait olduğu gibi...
artık sevmiyorum ya... severim yine belki.
sevda o denli kısa, nisyan öyle uzun ki...
çünkü benzer gecelerde sarıldım kollarımla
kaybolup gider ruhum onsuzlukta...
bu bana yaşattığı en son acı
ona yazdığım en son şiir de olsa''
1
+
-entiri.verilen_downvote
"ağır ağır ölür; yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar,
müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar."
1
+
-entiri.verilen_downvote
"tüm çiçeklerinizi koparsalar da, bahar yine gelir."
bekliyoruz baharı...
0
+
-entiri.verilen_downvote
hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.
nazım’a yazdığı şiirden bir kısım...
2
+
-entiri.verilen_downvote
Bunca gün, ah, bunca gün
görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,
nasıl öderim, neyle öderim?
Uyandı kana susamış
ilkbaharı koruların,
çıkıyor tilkiler inlerinden
çiylerini içiyor yılanlar,
ve ben gidiyorum seninle yapraklarda
çamlar ve sessizlik arasında,
sorarak kendime nasıl, ne zaman
ödeyeceğim diye şu bahtımı.
Bütün gördüklerim içinde
yalnız sensin hep görmek istediğim
dokunduğum her şey içinde
senin tenindir hep dokunmak istediğim:
seviyorum senin portakal kahkahanı
hoşlanıyorum uykudaki görüntünden.
Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim,
bilmiyorum nasıl sever başkaları,
eskiden nasıl severlerdi,
yaşıyorum, bakarak, severek seni,
aşk tabiatımdır benim.
Her ikindi daha da hoşuma gidiyorsun.
Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin.
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.
Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil
o kadar neden var ki, o kadar az,
böyle olmalı aşk
kuşatan, genel,
üzgün, müthiş,
bayraklarda donanmış, yaslı,
yıldızlar gibi çiçek açan,
bir öpüş kadar ölçüsüz.
bu kadar iyi anlatılamazdı.
6
+
-entiri.verilen_downvote
Al ekmeği benden
istersen havayı da;
ama gülüşünden mahrum etme beni.